Hızlı Okuma Konusunda Gerçekler
Hızlı Okuma Konusunda Gerçekler: On iki yıl önce, hızlı okuma konusunda kitaplar ve makaleler okumaya başladım ve yöntemlerin bazılarını uygulamayı denedim. Okuma hızımı bu yöntemler sayesinde dakikada 180 kelimeden dakikada 340 kelimeye kadar çıkarabildim. Bu nedenle, bunun üzerine çalışmalar yapmaya başladım.
Bu yazıyı yazarken, okuma nasıl yapılır, aldığım eğitimler, araştırmaların yanı sıra, ek olarak kendi kişisel deneyimlerimi de kullandım. Şuan da 700-800 kelimeyi anlayarak okuyabiliyorum. Bir dönem 1000 kelime seviyelerine kadar çıkmıştım.
Kursa gitmeden önce hızlı okuma konularında kuşkularım vardı. Hızlı okuma kursları yeteri kadar gerçekten başarı sağlıyor muydu? Beni şüpheye düşüren bazı araştırmalara ek olarak, ilk aşamada savunduğum teknikleri de kullanmayı bıraktım. Okuduğum metinler hikaye kitaplarından, yoğun ve akademik sınava yönelik yazılara doğru kaymıştı. Bu da hızdan ziyade anlamamı geliştirmemi gerektiriyordu ve bu becerimi geliştirmeye çalışıyordum.
Şimdi neredeyse on yıl sonra, bu iş ile alakalı bir yazılım geliştirip yüzlerce kurs vermeye devam ederken, size gerçekleri sunmak adına derinlemesine bir hızlı okuma araştırması yapmaya karar verdim.
Dakikada 10.000+ Kelime Okumak Mümkün Mü?
Bazı hızlı okuma iddialarını hemen bir kenara atabilirsiniz. Telefon defteri çevirme hızında kitap okumayabilme iddiaları hem anatomik hem de nörolojik seviyelerde imkansızdır.
İlk olarak aşırı yüksek okuma oranlarını çürütecek anatomik nedenlerimiz vardır. Okumak için gözlerimiz metnin bir bölümünde durmalıdır. Buna sabitleme denir. Daha sonra bir sonraki sabitleme noktasına hızlı bir şekilde hareket etmesi gerekir ve buna da seğirme veya sekme adı verilir. Son olarak birkaç noktayı atladıktan sonra beyniniz bu bilgilerin hepsini toplayarak gördüklerinizi anlamanızı sağlar.
Göz hareketi uzmanları dakikada 1000 kelimenin üzerine bile çıkmanın oldukça zor olduğunu çünkü gözün mekanik hareketinin, sabitlemesinin ve görsel bilgiyi işlemesinin daha hızlı olmayacağını ortaya koymaktadır.
Hızlı okuma uzmanları, her bir sekmede daha fazla görsel bilgi alarak bu sorunu çözebileceklerini iddia etmektedirler. Tek sabitlemede birden fazla kelime okumak yerine bu süreci satır okuma şeklinde gerçekleştirmek mümkün derler.
Bu durum iki nedenden dolayı mümkündür. İlk olarak, fovea adı verilen gözün detayları doğru bir şekilde gören bölümüdür. Okuma mesafesine bu bölümün yarıçapı yaklaşık 2,5 santimetredir. Sabitleme başına daha faza bilgi değerlendirmek, gözlerimizin 4 kelimeye kadar görmesini sağlayacak birer lens olmasından kaynaklanmaktadır. Daha fazla detayı yakalamak için hareket etmeleri gerekmektedir. Bunun anlamı, gözümüzün sabitleme başına elde edebileceği bilgi miktarının fiziksel olarak sınırlı olmasıdır.
İkinci olarak, Beyin, tek seferde 3-5 bilgi yığını tutabilir. Aynı anda birden fazla satırı taramak, her bir bilgi parçasının satır tamamen okunana kadar açık kalması anlamına gelir. Bu, bizim kısıtlı mental RAM’imizde mümkün değildir. Yani bizler gerekli egzersizleri tamamlarsak, bir bakışta 4 kelimeye kadar rahatlıklar görebiliriz.
Hızlı Okuma Konusunda Gerçekler: Eğitimle Hızlanmak Mümkün Mü?
Kanıtlar açık: dakikada 700-800 kelime üstüne çıkmak anlama becerisinden feragat etmeden neredeyse mümkün değil. Kazandığım dakikada 900 kelime bile, anlama açısından oldukça önemli fedakarlıklar yaptığımı göstermektedir. Bu düşüşler farkedilemeyebilir çünkü okuduğumuz kitaplar anlama becerisindeki düşüşü karşılayacak içeriklere sahiptir.
Yine de yapılan bir araştırmaya göre üniversite mezunu ortalama bir insan dakikada sadece 200-400 kelime okuyabilmektedir. Eğer 700-800 kelime üst sınırı oluşturuyorsa, bu katı üst sınıra rağmen okuma hızını ikiye çıkarmak mümkündür. Peki daha iyi okuma hızları elde edebilir miyiz?
Bu noktada hızlı okumayı destekleyen kanıtlar var. Kurslardan biri öğrencilerin hızını dört katına çıkarmıştır. Başka bir çalışma ise normal bir okuyucunun iki katı hıza çıkarak dakikada 600 kelime okuya bildiğini göstermiştir.
Hızlı Okuma Teknikleri İşe Yarıyor Mu?
Kanıtlar hızlı okumanın mümkün olduğunu gösterse de mevcut hızlı okuma konusunu şiddetli bir yanlış anlaşılma vardır. En tehlikeli olan ise hızlı okuma için iç sesten kaçınma fikridir.
İç ses, okurken kelimeleri seslendirdiğiniz sestir. Okumaya ilk başladığınız zaman bu sesi oldukça fazla kullanırken yaşlanırken sesin tonu da yumuşamıştır. Yine de dikkat ederseniz, kafanızdaki kelimeleri seslendirmek için bu yöntemi kullandığınızı görebilirsiniz.
Hızlı okuma uzmanları iç sesiniz okumanızı yavaşlattığını iddia etmektedir. Eğer kelimeleri söylemeden sadece gözünüzde canlandırırsanız, daha hızlı okuyabilirsiniz.
Burada kanıtlar oldukça açıktır: iç ses iyi okumak için gereklidir. Uzman hızlı okuyucular bile bunu yapıyor. Sadece eğitilmemiş kişilere göre daha hızlı yapıyorlar. İç ses, ses tellerine hafif iletişim sinyalleri gönderiyor ve bu sinyaller bilimsel olarak ölçülebilirler.
İç sesinizi kullanmadan okuduklarınızı anlamak mümkün değildir. Hızlı okumak bu sesi tamamen ortadan kaldırmaktan ziyade iç sesi daha hızlı kullanmakla ilgilidir. Dahası, uzman hızlı okuyucular iç ses çalışması da yapmaktadırlar ama bunu normal insanlara göre daha hızlı bir şekilde gerçekleştirmektedirler.
Hızlı okuma yazılarımda verdiğim diğer bir öneri de işaretçi bir aracın kullanılmasıdır. Bu, okuma yaparken kalem veya parmağın kullanılmasıdır. Bu yöntem gözün sabitlenmesine yardımcı olurken, zaman kaybına neden olabilecek rastgele sekmelerin önüne geçer. Çalışmalardan biri bu açık işlevin gerçekleşmediğini ve işaretçinin adımlama aracı işlevine sahip olduğunu iddia etmektedir. Araştırma aynı zamanda gerçek göz sabitleme işleminin işaretçiden bağımsız olduğunu söylemektedir.
Bu teknikleri kullanarak ve pratikleri uygulayarak çok iyi anlayan ve hızlı okuyan bir birey olmanız mümkün.